Yol maceraları bitmez. Şöyle ciddi mesai verilse tvdeki sözde gezi/macera programlarına kök söktürecek içerik bile çıkartılabilir ama şimdilik bu meseleye girmiyorum zira önce telif hakları sorununu çözmem lazım. Mesela bi "cebit" olayı varki başlı başına bi program eder ve reytinglerde emin olun tavanda gezer ama sonra ali usta hakkımda maddi manevi tazminat davası açabilir ve olayin kahramanlarindan biri olduğunu iddia edip reklam kazancından pay isteyebilir. Davanın konusu "haksız rekabet" mi olur yoksa "telif haklarını ihlal" mi olur bilmiyorum ama açar yani. Kaldi ki olay mahalinin içinde bulunuyor. "Hamza! şunu işleme koy demesi" yeterli zannumca...
Bahsi geçen yolculukta gözüme Nilüfer firmasının çıkartmış olduğu Gezgin adlı derginin 2005 eylül sayısı çarptı. -bu tür dergileri neden çıkartırlar anlamam- Şöyle bi göz atarken orta sahifelerine doğru tanıdık bir sitenin tanıtımını gördüm.
Webdersleri.com
Bir hayli zaman önceydi malina ve web dersleriyle tanışmamız. İlk zamanlar siteye birkaç photoshop yazısı ile katkıda bulunmuştum. Okul zamanında ise yoğun isteğimiz üzere forumda açılan "bekar ve öğrenciler için pratik ev ve yemek işleri" bölümü ise biz hazır çorba yapmaktan aciz insanların "ruhsal ve bedensel kastamonu kır pidesi komasına" girmemize engel olarak damak tadımızı zenginleştirerek bize katkıda bulunmuştu. -Kurufasulye yapmasını ordan öğrenmiştim-
Siteye katkıda bulunan bir diğer arkadaşımız ise Sherlock'tu. O zamanlar ps'cilerin tam bir baş belası durumunda bulunan türkçe karakter sorununa, macromedianın fontographer (programın adı yanlış olabilir) programıyla türkçeleştirdiği fontlarla çözüm getirerek bizlerin hayır duasını almıştı.
Aradan belkide 6 yıldan fazla geçti ve ansızın insanın karşısına çıkınca -gerci bizim adimiz sherlock gibi yazıda zikredilmese de- bi tuhaf oluyo işte :)
belki sherlock bu dergiye para verip sahip olmak ister düşüncesiyle dergiyi otobüsten yürüttüm ve kendisine haber verdim. Şimdi ise gelecek teklifleri bekliyorum :)
dipnot: sherlock, meshur oldun artık. telefon numarasını vermeyen kisiler bundan sonra senden imzali foto almak icin kuyruk bekleyecekler :)
Yazılımı oluşturan bileşenlerden daha önce söz etmiştik.
Şimdi bu bileşenlerin neler oldukları üzerinde biraz duralım.
Yazılımı oluşturan bileşenler = Mantık + Veri + Belge + İnsan + Program.
Bu bileşenlerin az çok neler olduğunu, neleri kapsadığını biliyoruz ama
biz yine de kıyısından köşesinden açıklayalım. Zaten bu yazıdaki asıl amaç yazılım bileşenlerinden belgelemenin yerini ve önemi (dökümantasyon) vurgulamak.
Mantık = Yazılım herşeyden önce bir işin bilgisayar aracılığı ile yapılması amacına yöneliktir. Bu nedenle bilgisayarlaştırılmak istenen işin mevcut mantığı bir şekilde yazılıma da yansılıtılmak zorundadır.
Veri = Her tür yazılım mutlaka bir veri üzerinde çalışmak durumundadır. Veri işlemeyen yazılımın geliştirilmesi söz konusu değildir. Söz konusu olan veri dış ortamdan alınabileceği gibi yazılımın içerisinde de üretilebilir. Zaten yazılımın temel amacı veriyi bilgiye dönüştürmektir.
İnsan = Doğal olarak yazılımın insan bileşeni iki boyutludur. Yazıl
Yorumlar
Tarif edeyim hocam :)
eheh