Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Flickr

bir ara uye olmayi denedim ama beceremedim :( ali usta olaya el atti ve isminin sonundaki "usta" kelimesinin o yörüngede bosuna durmadığını bir kez daha bize göstermiş oldu :) kameramla gördüğümü çekerim galerisi artık bu adresten devam edecek.

Hoş bir blog

Blog kardeşliğinin linkinden kazara gittim ama hoşuma gitti, ekleyeyim dedim. yeni eklediğim scripti de ordan arakladim sayilir :) http://esatergun.blogspot.com/ http://esatergun.blogspot.com/2005_06_01_esatergun_archive.html - Hep aynı nakarat..!

webdersleri.com ve yaşlanma efekti

Yol maceraları bitmez. Şöyle ciddi mesai verilse tvdeki sözde gezi/macera programlarına kök söktürecek içerik bile çıkartılabilir ama şimdilik bu meseleye girmiyorum zira önce telif hakları sorununu çözmem lazım. Mesela bi "cebit" olayı varki başlı başına bi program eder ve reytinglerde emin olun tavanda gezer ama sonra ali usta hakkımda maddi manevi tazminat davası açabilir ve olayin kahramanlarindan biri olduğunu iddia edip reklam kazancından pay isteyebilir. Davanın konusu "haksız rekabet" mi olur yoksa "telif haklarını ihlal" mi olur bilmiyorum ama açar yani. Kaldi ki olay mahalinin içinde bulunuyor. "Hamza! şunu işleme koy demesi" yeterli zannumca... Bahsi geçen yolculukta gözüme Nilüfer firmasının çıkartmış olduğu Gezgin adlı derginin 2005 eylül sayısı çarptı. -bu tür dergileri neden çıkartırlar anlamam- Şöyle bi göz atarken orta sahifelerine doğru tanıdık bir sitenin tanıtımını gördüm. Webdersleri.com Bir hayli zaman önceydi malina

Delphi Man vs. Dr. DeadLine

ne bu ya ? borland oyuncak işine girecek bu gidişle... delphiman, dr.deadline, yakında actionman, barby falanda çıkar. oh ne ala memleket :) bu işler hepten çocuk oyuncağı oldu valla ... http://www.delphisuperhero.com/

Şefaat Ya Resulallah

Evliya Çelebi gibi klavyemizden kaçırmadan bir an önce doğrusunu yazalımda yazıya devam edelim, ne olur ne olmaz. Haydin, hep birlikte, bir daha ! Şefaat Ya Resulallah Şu bir hafta içinde Ankara - Osmaniye Ankara - İstanbul Ankara - Düzce yaptım geldim. Pazar gecesi istanbulda ve dün gece yatabildim yatakta. Diğerlerini koltukta geçirmek zorunda kaldım. Havada leylek gormus gibi dolasiyoruz ama rotamizi bi turlu rizeye denk getiremiyoruz nedense. O kadar cok yolculuk yapmaya basladik ki bu aralar kaptan ve hoslarla ahbap,çavuş olduk nerdeyse. Kaptanın, "sado, gel lan ! aksaray, pozantı arasında sen devam et" demesinden korkuyom. Eskiden 0 403 üstüne rahat araba tanımazdım ama şimdilerdeki setralar manyak arabalar. Koltuklar rahat, ust kismi cam yildizlari sayiyorsunuz, koltuklarin arkasinda 3,4 değişik kanalda müzik yayını var, kucuk ama sayica fazla tvler v.s. v.s. bunun yaninda ise yeni cikan mercedesler (travego) bana gore tam bir trıvırı olmuşlar. Setra, "

İlan-ı Veda...! ! ! ! ! !

Saldım Seni Deryalara; Nasıl başlayacağımı bilmeden geçtim ekran karşısına, ipin hangi ucundan tutulur bilmem böyle zamanlarda. Hisleri yazıya dökmek hiç bu kadar zor gelmemişti bana ve hiç bu kadar anlamsız bir hayatım olmamıştı son zamanlar... Yanlış zamanları yaşamak ne zor; içimdeki seni bile koruyamadım bak... Kendimi sorguladığım bir vakitti, bana gönderdiklerini okuduğum an... Her bir sevgi sözcüğünden, bir kolye yaptım kendime; hiç çıkarmamak adına ve yüzlerce kolyem var boynumda senden armağan, avuçlarıma doldurduğum gülüşlerinse hala sıcacık; kaybetmek korkutuyor beni: Çünkü bir umuttu bana gülüşlerin; karanlığın ortasına açılan bir ışık, çıkmazlardaysa bir kapı. Sen, yeniden sevmeyi öğreten; sen, hayatımın en anlamlı son perdesi... İpin hangi ucundan tutulur bilmem böyle zamanlarda; hiç tutabileceğim bir ipim olmadı benim. Ben at üzerinde koştururken, dizginler hep başkalarındaydı... Oysa ne çok sahip olmak istedim, ne çok yön vermek istedim yaşantıma... İpin hangi tar

Bıraaaxxx, Bıraaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaxxx !

12 yıl önce uzun 2000 ile başladığım bu maceramda çeşit çeşit sigarlar denedim. Yeni harmanlar, parlamentler, 2001ler, kameller ve daha niceleri. En son kullandığım ise kısa winstondu. uzun süredir istiyordum ama çevre koşulları pek uygun olmadığından bi türlü fırsat olmadı ama an itibariyle tam 1 ay oldu sigara içmeyeli. Çok zor oldu diyebilirim. Bilhassa yemeklerden sonra kendimle çok mücadele ettim içmemek için. Sigara aklıma geldikçe hep beynimi ve çenemi meşgul edecek birşeyler buldum :) Bazen tavan yapan nikotin ihtiyacını ise nargile ile giderdim. bi daha sigara içmeyiz inşallah ...

Allah korusun, kazaa'lardaaaaaan imesh'lerdeeeeeen torrent'lerdeeeeeen !

bunlar sayesinde hdd yetmez oldu insanoğluna yaw. yeter, yavaş gelin biraz. bu programlarin yapim ve yayininda kesin seagete, samsung gibi hdd üreten firmalarin barnagi vardir :) bu arada bizim ayakkabilardan hala bi haber cikmadi :( yeni bir cift ayakkabi alabilmek icin yardim kampanyasi baslatiyorum. akbank mithatpasa subesi hesap no: 59558 sadettin polat gonlunuzden ne koparsa (bak 3 aylardayiz ona gore cimrilik etmeyin.) not:avro, dolar vb. dovizler icin lutfen iletisim kurunuz. ads by sado :)

Aranıyor Volume 2 .... :(

Osmaniye'de cuma ezanı okunuyor ve biz abdestimizi alarak camideki yerimizi alıyoruz. Hutbeyi dinleyip namazını kılan insanlar yavaş yavaş dışarı çıkıyorlar... Tabi ki ben hariç ve yüzümde "ayakkabısını koyduğu yerde bulamamış" bir ifadeyle dikliyorum dışarda. .... .... .... Yok canım. Hala orda dikilmiyorum. Saolsun köksal bir çift terlik buldu getirdi, onları giydim :) Artık resimlerine bakıp avunuyorum. :) (Ç)alan vatandaş güle güle kullansın. Zaten ömrünün son günlerini yaşıyorlardı. Ben sadece bir yıldır bana hizmet eden bu ayakkabılara "çok teşekkür ederim" diyemedim yüzlerine karşı ona yanıyom. Artık gıyabında söylerim. Önemli olan da niyet değil midir ? :) Bir yıl boyunca benim kahrımı çektiğiniz için çok teşekkür ederim, hakkınızı helal edin. Az daha unutuyordum. Bu ayakkabıların benim için en önemli özelliği onları bana abimin almış olmasıydı. Abimin canı saolsun. Bi çift daha alır artık. Hele bi askerden gelsin :) yeni bi kaç resim i

Dikmen Vadisi

Arkadaşlarla konuşup buluşma yeri olarak Dikmen vadisinde karar kıldık. Adını çok sık duymuş olmama rağmen gitmek henüz nasip olmamıştı. "Sora sora bağgat bulunur" felsefesinden yola çıkarak -ki şehre çok yakın bir yer zaten- arama tarama işlemine koyuldum. Google earth tan görünüyor mu diye bakmayı da ihmal etmedim tabi. -bulamadım o ayrı mevzu -:)- Dikmen vadisini yerin derinliklerine inen bir vadinin içine yaptıklarından -:)- bulmak biraz zor oldu açıkcası. Gerçi iyi bir ipucu sayesinde bulmak çok kolay olurdu ama "koca bir vadiyi bulamadım" bana yardım et" demek için biraz erkendi doğrusu. Sağda solda dikmen vadisiyle ilgili bir işaret, nişan, tabela falan aradım ama bulabildiğim tek işaret vadinin girişindeki bu yarım yamalak işaretti. O olmasaydı vadiyi bulamayacaktım (!) Bi kaç yıldır ankarada olmama rağmen, vadiye 15 dakikalık mesafede bulunmama rağmen daha önce gitmediğim için kızıyorum kendime. Altınpark, gençlik parkı, harikalar diyarı... B

Aranıyor...

Mekan : K.Esat, Tunalı civarı...

Msn'de Ogame Taktikleri - 1

Bi Seni Konuşurum: bak şimdi Bi Seni Konuşurum sen kendine senden güçsüz bi filo kestiriyosun Bi Seni Konuşurum sondalıyosun abi 4-5 kez Bi Seni Konuşurum: tık yoksa bakıyosun harabesi varmı Bi Seni Konuşurum: yoksa bi casus sondasını saldırmak diye gönderiyosun Bi Seni Konuşurum: senin sonda harabe oluşturuyor orda Bi Seni Konuşurum: sonra önden 40-50 gd çıkartıyorsun yola Bi Seni Konuşurum: sonra filonu çıkartıyosun Bi Seni Konuşurum: filon orayı patlattıktan yarım saat falan sonra senin gdler gidip harabeyi topluyor Bi Seni Konuşurum: olay bu Bi Seni Konuşurum: böyle yürüyor burda işler Bi Seni Konuşurum: kimse 50-100 k madenle uğraşmıyor Bi Seni Konuşurum: milyonlarca çöp topluyor adamlar

The Day After Tomorrow

Nemden, rutubetten yeterince su kaybetmiş bir rizeli olarak ankaranın tek sevdiğim tarafıydı havasının kuru olması. Rize'de terlemek için hiçbirşey yapmanıza gerek yoktu ve artık ankarada da gerek yok. Şu an hangisi olduğunu hatırlamadığım bir tv kanalında Ankara'daki nem oranının arttığından bahsediyordu spiker ve bunun nedeni olarak melihin ankaraya oldukça fazla yeşil alan yapmasını gösteriyordu ve yine bi kaç gün önce ankaranın muhtelif yerlerine 20.000 ağaç dikeceğini söylüyordu sucu melih. Terden kaçış yok gibi ama inşallah şu sabah mont giy öğleyin çıkar akşam tekrar giy derdinden kurtuluruz. --- Sabah sabah kapının önünden oldukça hararetli sesler geliyor. Kapının önüne çıktığımda yerde 3 kişi ellerinde aletler su saatleriyle oynuyorlar. -Kolay gelsin. -Saol -Hayırdır bilader ? -Su saatlerini değiştiriyoz. Kartlı olacaklar artık. -Doğalgaz yetmiyormuş gibi artık suyu da mı kartla alacaz? -Bundan sonra böyle olacak abi. -Yaw desene susuz günler artık bizi bekliyor.