Ana içeriğe atla

Arapça futbol terimleri

belki aramızda henüz okumamış olanlar vardır. copy / paste edelim. Seyircinin sahayı işgali: Vaziyet-ül velvele ve işgal-i cemaatiyye Rakip takımdan iyi futbolcu : Krampon-ül bela-i şeytan Bizim takımdan iyi futbolcu : Krampon-ül kabiliyye-i maşallah Teknik Direktör : Mühendis-i kürre-i hümayun Kendi Kalesine atılan gol : Gaflet-ü dalaletiye Şike : Hıyanet-ül vatan-fir kayme Top Kontrolü : Hakimiyyet-ül kürre Futbolcunun topu kaybetmesi : Krampon-ül deccal-uryan-ül kayb-i kürre Takım kaptanı : Serdar-i kuvva-ül kürre Türk milli takımı : Asakir-i milliye-i devleti Osmaniyye Tarihi fark : Vaziyet-ül madara Şerefli mağlubiyet : Hezimet-ül yarabbi şükür Havadan atılan top : Şut-ul minare Topun oyunda kaldığı süre : Zamane-i yekun-u kürre-i cihad Boşa geçen zaman : zamane-i fuzuliyye Açık tribün : Bişerefiye-i tribün-ül sarih Milli Maç : Cihad-ül kuvva-i milliye Uzatma dakikaları : Akibet-ül cihad ya seydi Karambol : Vaziyyet-ül hararet Futbol federasyonu başkanı : Şeyh-ül divan-ül kürre-i hümayun Spor yazarı veya skoru yazan : Ulema-i rezil-i rüsva Cumhurbaşkanlığı kupası : Cihad-ül reis-i cumhuriyye Başbakanlık kupası : Cihad-ül vezir-i azam Numaralı tribün : Vaziyyet-ül kalaba ve istif-ül balık-i numerra Kaleci : Muhafazzar-i Kal’a Defans oyuncusu : Asakir-i mu hafaza-ül satıh Kanat oyuncusu : Veled-i rüzigar Orta saha oyuncusu : Asakir-i saha-ül merkeziyye Kavga : Cihad-i vallah-ül azim Golcüler : Müfreze-i krampon-ül bomba Klüp başkanı : Reis-ül tekke-yi kurre-i hümayuniyye Taraftar : Gariban-ı umumiyye Gurbetçi taraftar : Gariban-i gurbet Hakem : Defterdar-i cihad-ül kürriye Yan hakem : Sancaktar-i hatt-ül saha Hakem düdüğü : Sur-ül düttürü Yenilen gol sonrası sessizlik : Sükun-u mahşer Kötü tezahürat : İsyan-i garibaniyye Toplu tezahürat : Tezahür-ü cümle-i cemaat Amigo : Reis-i imam-i cemaatiyye Penaltı : Cezai şerriye aman yarabbi 1 gol İstanbul’da turu getirir mi? : Vaziyyet-ül hüzzam velakin Allahüm Rabbena ve inşallah vaziyet-i zafer-i kuvva-i aliye şehr-i İstanbuliyye Yenilen gol : La havle ve la kuvveten Atlan gol : Allaaaaahhhh Faul : Darbe-i müstehcen Kontra atak : Taarruz-u aleyküm selam Ölü top : Cenazi-i mefta-i kürre Frikik : Şut-ul hürriyet Mükemmel atak : Taarruz-u fevkal beşer Sarı kart : Ferman-i kehribar Kırmızı kart : Ferman-i ahmer Ofsayt : Taarruz-ul hasbinallah Stadyum : Kabe-i hürriye-i hümayuniyyeh şahane Yedek kulübesi : Divan-i krampon-ül deccal-i üryan-ül mafiş kaabiliyyet 9 Kusurlu hareket : Hareket-ül rabiya-il kusuriyye Teknik direktörün kovulması : Darbe-i mabad Basın : İblis-i vesvese Hava topu : Harabet-i kürre-i feza Futbolcu : Krampon-ül deccal-u uryan Elenme : Akibet-ül hüzzam http://www.sct.tr.cx/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılımı Oluşturan Bileşenler Nelerdir?

Yazılımı oluşturan bileşenlerden daha önce söz etmiştik. Şimdi bu bileşenlerin neler oldukları üzerinde biraz duralım. Yazılımı oluşturan bileşenler = Mantık + Veri + Belge + İnsan + Program. Bu bileşenlerin az çok neler olduğunu, neleri kapsadığını biliyoruz ama biz yine de kıyısından köşesinden açıklayalım. Zaten bu yazıdaki asıl amaç yazılım bileşenlerinden belgelemenin yerini ve önemi (dökümantasyon) vurgulamak. Mantık = Yazılım herşeyden önce bir işin bilgisayar aracılığı ile yapılması amacına yöneliktir. Bu nedenle bilgisayarlaştırılmak istenen işin mevcut mantığı bir şekilde yazılıma da yansılıtılmak zorundadır. Veri = Her tür yazılım mutlaka bir veri üzerinde çalışmak durumundadır. Veri işlemeyen yazılımın geliştirilmesi söz konusu değildir. Söz konusu olan veri dış ortamdan alınabileceği gibi yazılımın içerisinde de üretilebilir. Zaten yazılımın temel amacı veriyi bilgiye dönüştürmektir. İnsan = Doğal olarak yazılımın insan bileşeni iki boyutludur. Yazıl

Yunus sen bu dünyaya niye geldin?

Göçtü Kervan Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Çağrışı tellallar inanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Emr-i hac göçeli hayli zamandır Muhammed cümleye dindir imandır Delilsiz gidilmez yollar yamandır Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus sen bu dünyaya niye geldin Gece gündüz Hakkı zikretsin dilin Enbiyaya uğramaz ise yolun Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus Emre

Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ

"Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ" derken Hudâ; Anlamam hiç meskenetten sen ne beklersin daha? Mehmet Akif Ersoy / Durmayalim Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ : Necm Süresi 39. Ayet. [İnsan için ancak çalıştığı vardır.] Meskenet: 1 . Miskinlik, beceriksizlik. 2 . Yoksulluk, fakirlik. (Türk Dil Kurumu) Olay zaten yeterince acik. Yan gelip yatma kardesim. Calis. Bu misralar yazildigi donemde bu anlami tasiyordu fakat zaman ilerledikce baska bir gercegi de gozler onune seriyor.Gerci bu gercek cok kapsamli bir kac satirla anlatilabilecek bir sey degil kaldiki benim bilgim de buna yeterli degil zaten. Ben giris cumlelerini verebilirim gerisini arastirmak yaziyi okuyanlara kalmis. (Matrix gibi bisey oldu bu yaw. Neo'nun kahinle bulusup yanindan ayrildiktan sonra Morpheus ile konusma sahnesi.) Yani kisaca sunu demek istiyorum. Ben bu misrayi ilk okudugumda hic birsey anlamadim. Bu misralari anlayabilmek icin kuran mealine ve turkce sozluklere bakmak zorunda k