Bilen bilir. Bu cümle benim forum, mail gibi yerlerde imza bölümünde kullandığım bir sözdür. Bu cümleyi okuyan arkadaşların bana karşı ilk soruları genelde, "Kim dedi?" oluyor. Bende bu soruyu soran herkese bunu teker teker açıklamak zorunda kalıyorum tabi. Buraya yazarsam en azından burdan copy/paste ederim. :)
Efenim, bu cümleyi okuduğum kitaplardan birinde gördüm. (Görende her ay 5 / 10 kitap bitirdiğimi sanacak :) )
Kitabın Adı: Adam ve Çocuk
Yazar:Tony Parsons
Tercüme: Meltem Erkmen Kapucuoğlu
Yayınevi:Epsilon Yayınevi
Türkçe (Orijinal Dili İngilizce) 336 s. 13.5 x 19.5 cm. İstanbul, Aralık 2000 ISBN: 9753312652, 1. Baskı daha fazla bilgi...
Kısaca olayı özetlemek gerekirse medyada çalışan adamımız bir gece ufak bir kaçamak yapar ve karısı bu durumu öğrenince kendisinden ayrılır. Daha sonra adamımız iştende çıkartılır ve dımdızlak ortada kalıverir. :) Karısı japonyada bir iş bulur ve bir süreliğine japonyaya gider. Bu durumdan ötürü 5-6 yaşlarındaki oğlullarının tüm bakımı adamımıza kalmıştır. Gerçek bir baba olmayı öğrenmenin zamanı gelmiştir. Oğluyla arasında gerçekten çok sağlam bir köprü oluşmuştur. Yemeğini yedirmiş, banyosunu yaptırmış, parka götürmüş günün 24 saatini beraber geçirmişlerdir. Günlerden bir gün kadın japonyadan geri dönmüştür ve çocuğunu istemektedir. Oğlundan ayrılmak istemeyen adamımız ise tüm gücüyle buna karşı direnir ve en son akıl danışmak için annesinin yanına gider. Durumdan haberdar olan annenin kendisine yaptığı nasihatleri şu şekilde okuyucuya aktarır:
"Oğlum, çocuğun annesinin yanında kalması daha uygundur. Ne kadar seversen sev, annesinin ilgilenebileceği kadar onunla ilgilenemezsin, anne şefkatini gösteremezsin. Sevmek, ne zaman vazgeçeceğini bilmektir." dedi, bana.
Efenim, bu cümleyi okuduğum kitaplardan birinde gördüm. (Görende her ay 5 / 10 kitap bitirdiğimi sanacak :) )
Kitabın Adı: Adam ve Çocuk
Yazar:Tony Parsons
Tercüme: Meltem Erkmen Kapucuoğlu
Yayınevi:Epsilon Yayınevi
Türkçe (Orijinal Dili İngilizce) 336 s. 13.5 x 19.5 cm. İstanbul, Aralık 2000 ISBN: 9753312652, 1. Baskı daha fazla bilgi...
Kısaca olayı özetlemek gerekirse medyada çalışan adamımız bir gece ufak bir kaçamak yapar ve karısı bu durumu öğrenince kendisinden ayrılır. Daha sonra adamımız iştende çıkartılır ve dımdızlak ortada kalıverir. :) Karısı japonyada bir iş bulur ve bir süreliğine japonyaya gider. Bu durumdan ötürü 5-6 yaşlarındaki oğlullarının tüm bakımı adamımıza kalmıştır. Gerçek bir baba olmayı öğrenmenin zamanı gelmiştir. Oğluyla arasında gerçekten çok sağlam bir köprü oluşmuştur. Yemeğini yedirmiş, banyosunu yaptırmış, parka götürmüş günün 24 saatini beraber geçirmişlerdir. Günlerden bir gün kadın japonyadan geri dönmüştür ve çocuğunu istemektedir. Oğlundan ayrılmak istemeyen adamımız ise tüm gücüyle buna karşı direnir ve en son akıl danışmak için annesinin yanına gider. Durumdan haberdar olan annenin kendisine yaptığı nasihatleri şu şekilde okuyucuya aktarır:
"Oğlum, çocuğun annesinin yanında kalması daha uygundur. Ne kadar seversen sev, annesinin ilgilenebileceği kadar onunla ilgilenemezsin, anne şefkatini gösteremezsin. Sevmek, ne zaman vazgeçeceğini bilmektir." dedi, bana.
Yorumlar
Tebrik ederim. Sanırım bende bu kitabi artık arasm iyi olacak...
TeDDy ( AhmeT )