Ana içeriğe atla

küçücük bir soru !

... ... ... ya da şöyle diyeyim: güven nedir? [EOF]

Yorumlar

aliusta dedi ki…
BOF'u görmeden EOF'taki güven hakkında yorum yapmamız sence de biraz zor değil mi :P
Sadettin POLAT dedi ki…
"güven nedir?" sorusuna cevap vermenin eof veya bof la ne alakası var kardesim ? :)
Sadettin POLAT dedi ki…
saol ! cok aciklayici olmus. bu kadar detaya ne gerek vardi?
Adsız dedi ki…
* Taahhütlerde bulunma ve bunları yerine getirme meselesidir.
* İçtenlik, sahicilik, dürüstlük erdem ve onur içerir.
* 'Kibar ikiyüzlülük' değildir.
* Sadece kazanılmaz, verilir.
* İlişkiler meselesidir.
* Dinamiktir.
* Dönüştürücüdür.
* Özgüvenden başlar.
* Doğruluğun kopmaz bir parçasıdır.
* Sürdürülmek için taahhütlerle ve doğrularla beslenmeyi bekler.
* Gerçek liderliğin üzerine kurulabileceği tek temeldir.
(Kaynak: Salomon ve Flores'in Güven Yaratmak' adlı kitabı)
Adsız dedi ki…
hayalkirikligina razi olmaya verilen isim
(ek$i sozluk)
// Oguz
Adsız dedi ki…
Güven içinden gelen; en güzel,en saf duygu demek! Belkide karşıdakinden alınan bir elektirik demek.Aslında güven,güvenmek demek; insanın tamamen kendinden tavrından elde edilen en güzel ve aslında başarması en zor düşünce demek!
BENCE GÜVENMEK İÇİN SEVMEK, SEVMEK İÇİNSE TERTEMİZ BİR KALP GEREK!

-antolojiden-
Adsız dedi ki…
güven, ölçüsü verdiğiniz açık çekin üzerine karşınızdakinin yazacağı miktar ile doğru orantılı yükselen bir imtiyaz olgusudur.

Uzay / Zaman ölçekleri içerisinde güven sadece beşere tahsis edilmiştir. Bir akçaağaçkakan ile bir rakunun, veya bir zebra ile bir su aygırının arasında güven veya eskilerin tabiri ile itimat diye bir bağ oluşamaz, ve tarih boyunca da oluşmamıştır.

Zaten tarih dinazorlar ile değil, Adem ile başlamıştır. Güven ilk defa habil ile kabil zamanında zedelenmiş, takip eden binyıllarda ise nev-i beşerin kemiyyet olarak çoğalmasına müteakkip , güven bunalım ile birlikte anılmaya (da) başlar.

sonraki yıllar ise demirel ve özalın birbirine laf sokması başbaşa kaldıklarında ise mühendislik problemleri çözmelerine denk düşer. kader denk noktları mühendisleri idarecilikte, idarecileri ise marketlerde kasiyer başlarında yakalar hep, yine o yıllarda. mühendislik güven işidir, zman ve malzemeden çalmamak zor sanattır.

mühendislik güven ve türk siyaseti, güzel bir üçleme yakaladışar daha önce yakalanmamış. ardından güven bunalımı oldu, dedim ya keyfiyetten ziyade kemiyyetin ön değer olduğu yerlerde sıklıkla yaşanıyor bu.

güven insanlar arasında bir r bir veya külliyen tesis edildiğinde, cennet asa baharları müjdeledebilecek bir durumdur. mesela kapılar kilitlenmez, misal çok evvvelden böyle imiş, varsa eğer mağra devrinde ...

devam edicem...
Adsız dedi ki…
Güven inanmanın bir sonucudur. İnanmak birşeyin doğru olduğunu kabul etmektir. Ancak birşeyin, bir kişinin doğru olduğunu kabul ettikten sonra ona inanırsınız. Ancak bir kişiye inandıktan sonra ona güvenebilirsiniz.

Dünyada ise esasında doğru değil gerçekler vardır. Doğrular bir kabullenmeden ibarettir. Tanrının varlığı bir doğru ya da bir gerçektir. Buna vakıf olmamız mümkün değildir. Ama biz Tanrıya bir gerçekmiş gibi inanırırız.

Aynen bunun gibi insanlarada bu şekilde güveniriz. Önce o kişinin yaptıklarını doğru algılarız. Bir zaman sonra o kişinin bu kadar doğrusuna binaen yanlış yapmayacağını düşünürüz. Bu kişide zamanla o kişiye karşı bir güven oluşturur. Yani o kişiye inanç akabinde zaman içinde güveni doğurur.

Sözün özü, güven, bir kişinin yaptığı, bizim doğru olarak kabul ettiğimiz davranışlar sonrasında bizim bu kişiye inanmamız; bu inanç sonrasında ise bir zaman sonra kendiliğinden gelişen güdü ve mantık süzgeçlerinin neredeyse eşit çalıştığı bir sosyal olgudur, insan davranışıdır, insanı davardan ayıran farklardan bir diğeridir.
Adsız dedi ki…
güven ylda yürürken kaldırımlara,otururken banklara,çevreyi seyir ederken taabiata,yazın akşam serinine,kışın kalın giyimimedertyanın içine oksijen tüpüne,yemek yerken midemi dokunmayanlara,aşk deyince benden uzaklığına,insan deyince hayvanat bahçelerinin varlığına,savaş deyince içinde olduğuma,dünya deyince öleceğim güne,kainat deyince toplu iğne ucuna saygı duyar güvenirim.(bariz oldu inşaallah)
Adsız dedi ki…
güven nedir?

her hangi bir şeye karşı hissettiğimiz
güven duygusuna güven denir. arkadaş anlatılmıyor başka bir şeyle. demek ki eşsiz bir kelime. nerdeyse kendisi olmasa kendisinin tanımı yapılamayacak birşey. eşşiz, benzsersiz ve tanımsız.

-yakaladık bi nokta burdan devam edelim.-

bence soru yanlış. güven nedir? güven aslında çok basit birşeydir. bakın yukarıda 2 cümleyle güvenin ne olduğunu açıkladım. asıl önemli olan "güven nasıl kazanılır?" işte soru diye ben buna derim.

bunu açıklamak için herhalde terabytelarca bloga yorum yazsak bitiremeyiz. ciltler dolusu kitaplada bitecegini sanmam ama şöyle kısa bir cevap vermek isterim.

karşınızdakine karşı dürüst, açık sözlü ve kararlı olursanız olay biter. hissettiğinizi, düşündüğünüzü, yapmak istediğinizi, ne olduğunuzu saf bir şekilde aktarın karşınızdakine... olay bitmiştir.

başka bir soru

"bir insanın güvenini kazandığınızı nasıl anlarsınız?"

hade bakalım süreniz 10 dakika. başarılar...
Adsız dedi ki…
güven insanın kendine yakışanı giymesidir
Adsız dedi ki…
bir iş başvurusu için kasım kasım kasılmamıza gerek yok,doğal ulalım çevreye güven verelim yeter:))))

fransa mc donald's personel danışmanlığı yapan'dhf'firmasına yapılan"gerçek"bir işbaşvurusudur bu:
1-adınız soyadınız:
-herve jancqueur
2-yaşınız
-28
3-şirketimize hangi pozisyon için başvurdunuz:
-mümkünse yatay bir pozisyon için.eğer daha ciddi bir cevp istiyorsanız
ne iş olsa yaparım,şart öne sürebilicek durumda değilim.olsaydım burda olmazdım.
4-düşündüğünüz ücret:
-yıllık 800 bin frank artı şirketin yüzde 3 hissesi,eğer bu mümkün değilse siz bir ücret önerin ben size evet veya hayır diyeyim.
5-eğitiminiz:
-var!!!!!!!!!!
6-son işiniz:
-sadist bir şefin eneme tahtası olmak.
7-son ücretiniz:
-hak ettiğimin çok altında.
8-önemli başarılarınız:
-arakladığım kalemlerden muhteşem bir koleksiyonum var,evde srgiliyorum.
9-işten ayrılış sebebiniz:
-bak.6.soru
10-size ulaşabileceğimiz saatler:
-farketmez
11-çalışmak istediğiniz saatler:
-pazartesi,salı ve perşenbe 13-15 arası.
12-öne çıkan özellikleriniz varmı?
-olduğunu söyleyenler var ama bunu bir fast foodda değilde daha romantik bir yerde konuşsak...
13-şimdi ki işvereninizle görüşübilir miyim?
-işim olsa idi burada olmazdım dedim ya...
14-fiziki durumunuz 20 kg'dan fazla taşımanıza engel mi?
-bu belli olmaz ne taşıdığıma bağlı.
15-otomobiliniz var mı?
-evet ama soru yanlış sorulmuş."çalışır durumda bir otomobiliniz var mı"?deseydiniz cevabım frklı olurdu.
16-daha önc bir yarışma ve ya madalya kazandınız mı?
-madalyam yok ama lotoda 2 kere 3 tutturdum.
17-sigara i,çiyormusunuz?
-otlanacak bir enayi bulabilirsem..
18-5 yıl sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
-bana tapan zengin bir fotomodelle bahama adalarında yaşamayı,bir yolunu biliyorsanız bunu 5 yıl beklemeden de yaparım.
19-yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu kabul ediyormusun?
-hayır ama sıkıyorsa aksini iddia edin.
20-sizi bu başvuruya iten gerçek sebep ne dir?
-birbiriyle tutarsız 2 cevabım var.birincisi insan sevgisi,hümanizm ve tüketicilerin iyi beslenmesine katkıda bulunma arzum/ikincisi gırtlağıma kadar borca batmış olmam.

SONUÇ:herve janqgueur işe alındı

not:dhf firmasinin ismi dhr de olabilir yanlış ise özür beyan ederim(alıntıdır)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılımı Oluşturan Bileşenler Nelerdir?

Yazılımı oluşturan bileşenlerden daha önce söz etmiştik. Şimdi bu bileşenlerin neler oldukları üzerinde biraz duralım. Yazılımı oluşturan bileşenler = Mantık + Veri + Belge + İnsan + Program. Bu bileşenlerin az çok neler olduğunu, neleri kapsadığını biliyoruz ama biz yine de kıyısından köşesinden açıklayalım. Zaten bu yazıdaki asıl amaç yazılım bileşenlerinden belgelemenin yerini ve önemi (dökümantasyon) vurgulamak. Mantık = Yazılım herşeyden önce bir işin bilgisayar aracılığı ile yapılması amacına yöneliktir. Bu nedenle bilgisayarlaştırılmak istenen işin mevcut mantığı bir şekilde yazılıma da yansılıtılmak zorundadır. Veri = Her tür yazılım mutlaka bir veri üzerinde çalışmak durumundadır. Veri işlemeyen yazılımın geliştirilmesi söz konusu değildir. Söz konusu olan veri dış ortamdan alınabileceği gibi yazılımın içerisinde de üretilebilir. Zaten yazılımın temel amacı veriyi bilgiye dönüştürmektir. İnsan = Doğal olarak yazılımın insan bileşeni iki boyutludur. Yazıl

Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ

"Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ" derken Hudâ; Anlamam hiç meskenetten sen ne beklersin daha? Mehmet Akif Ersoy / Durmayalim Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ : Necm Süresi 39. Ayet. [İnsan için ancak çalıştığı vardır.] Meskenet: 1 . Miskinlik, beceriksizlik. 2 . Yoksulluk, fakirlik. (Türk Dil Kurumu) Olay zaten yeterince acik. Yan gelip yatma kardesim. Calis. Bu misralar yazildigi donemde bu anlami tasiyordu fakat zaman ilerledikce baska bir gercegi de gozler onune seriyor.Gerci bu gercek cok kapsamli bir kac satirla anlatilabilecek bir sey degil kaldiki benim bilgim de buna yeterli degil zaten. Ben giris cumlelerini verebilirim gerisini arastirmak yaziyi okuyanlara kalmis. (Matrix gibi bisey oldu bu yaw. Neo'nun kahinle bulusup yanindan ayrildiktan sonra Morpheus ile konusma sahnesi.) Yani kisaca sunu demek istiyorum. Ben bu misrayi ilk okudugumda hic birsey anlamadim. Bu misralari anlayabilmek icin kuran mealine ve turkce sozluklere bakmak zorunda k

Yunus sen bu dünyaya niye geldin?

Göçtü Kervan Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Çağrışı tellallar inanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Emr-i hac göçeli hayli zamandır Muhammed cümleye dindir imandır Delilsiz gidilmez yollar yamandır Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus sen bu dünyaya niye geldin Gece gündüz Hakkı zikretsin dilin Enbiyaya uğramaz ise yolun Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus Emre