Evliya Çelebi gibi klavyemizden kaçırmadan bir an önce doğrusunu yazalımda yazıya devam edelim, ne olur ne olmaz. Haydin, hep birlikte, bir daha ! Şefaat Ya Resulallah
Şu bir hafta içinde
Ankara - Osmaniye
Ankara - İstanbul
Ankara - Düzce
yaptım geldim. Pazar gecesi istanbulda ve dün gece yatabildim yatakta. Diğerlerini koltukta geçirmek zorunda kaldım.
Havada leylek gormus gibi dolasiyoruz ama rotamizi bi turlu rizeye denk getiremiyoruz nedense. O kadar cok yolculuk yapmaya basladik ki bu aralar kaptan ve hoslarla ahbap,çavuş olduk nerdeyse. Kaptanın, "sado, gel lan ! aksaray, pozantı arasında sen devam et" demesinden korkuyom.
Eskiden 0 403 üstüne rahat araba tanımazdım ama şimdilerdeki setralar manyak arabalar. Koltuklar rahat, ust kismi cam yildizlari sayiyorsunuz, koltuklarin arkasinda 3,4 değişik kanalda müzik yayını var, kucuk ama sayica fazla tvler v.s. v.s. bunun yaninda ise yeni cikan mercedesler (travego) bana gore tam bir trıvırı olmuşlar. Setra, "olay budur" demiş şimdilik.
Guneye giderken genelde Çayırağası firmasını tercih ederken, marmara tarafına Nilüfer i tercih ederim. Çayırağasının hizmeti oldukça ii ama malesef ilk başlarda süper hizmet var dediğim nilüfer artık eski tadında değil. bundan sonra nilüferi tercih eder miyim bilemiyorum. gerci hala nilüferi tercih etmem için 2 önemli neden var. 1- yastiklari 2-araçların tamamının travego olması. Neye bineceğiniz belli en azından. Firmanın size süpriz yapma şansı yok. Bursa'dan ankaraya geliyorum, yolculuk rahat olsun diye metrodan aldım bileti. bi araba geldi, evlere senlik.. Koltuğun arkasında küllük var yaw. Araba benden yaşlı. Rüyadayım diye düşündüm ama malesef gerçekti. Lanet ettim metroya...
Ulusoyun tesislerinden sonra gordugum en iyi tesisler aksaray ağaçlı dinlenme tesisleri. Gayet hoş yapmışlar. Tabi ozel arabayla giderken "nerde kamyon orda mola" mantığını kazanmakta fayda var. tabi sofore fazla yemek yedirmemek kaydıyla :)
Neyse otobus saati geldi ben kacar.. yok yaw o kadar da degil. birazdan mac basliyor. şevçenko amcamın şovunu kaçırmayalım di mi ? :D
Yazılımı oluşturan bileşenlerden daha önce söz etmiştik.
Şimdi bu bileşenlerin neler oldukları üzerinde biraz duralım.
Yazılımı oluşturan bileşenler = Mantık + Veri + Belge + İnsan + Program.
Bu bileşenlerin az çok neler olduğunu, neleri kapsadığını biliyoruz ama
biz yine de kıyısından köşesinden açıklayalım. Zaten bu yazıdaki asıl amaç yazılım bileşenlerinden belgelemenin yerini ve önemi (dökümantasyon) vurgulamak.
Mantık = Yazılım herşeyden önce bir işin bilgisayar aracılığı ile yapılması amacına yöneliktir. Bu nedenle bilgisayarlaştırılmak istenen işin mevcut mantığı bir şekilde yazılıma da yansılıtılmak zorundadır.
Veri = Her tür yazılım mutlaka bir veri üzerinde çalışmak durumundadır. Veri işlemeyen yazılımın geliştirilmesi söz konusu değildir. Söz konusu olan veri dış ortamdan alınabileceği gibi yazılımın içerisinde de üretilebilir. Zaten yazılımın temel amacı veriyi bilgiye dönüştürmektir.
İnsan = Doğal olarak yazılımın insan bileşeni iki boyutludur. Yazıl
Yorumlar
:P