Ana içeriğe atla

Ortaya karışık

Nerden başlasam ki :) Geçtiğimiz şubat ayında yazdığım bir yazı. Kestane geri döndü Bizim gibi futbolla amatör olarak ilgilenen kişiler bu gerçeği görüyorda aziz yıvdıvım bu gerçeği neden göremiyor anlamadım. Yukarıdaki resim yine mail kutuma düşmeye başladı ve bunu allahın mucizesi olarak niteleyen insanlar var.
"kuranda yazıyo, eskinden insanlar çok büyükmüş, 70 arşın boyundaymış vb."
Eskiden insanlar bu resimde gözüktüğü kadar büyük olmaları gerçek olabilir ama bu resimler gerçek değil. İyi bir photoshop çalışması... Bu ve bunun gibi daha birçok fotoğraf için : http://www.worth1000.com/ Yukarıdaki rsim için : http://www.worth1000.com/emailthis.asp?entry=18533 Israrlı denemelerime rağmen osmaniyedeki nargileleri içemedim. Nargileden her nefes çekişim mide bulantısıyla sonlanıyordu. Kaçak çaydan sonra kaçak tütünde benden sıfır puan alarak sınıfta kaldı. Osmaniyede nargile içenlere sesleniyorum. Nargileyi birde taş maranda için. Bi dostumuzu ziyarete gidiyoruz. Saolsun bi arkadaş passatıyla bizi gideceğimiz yere kadar bırakacak. Güvenliğe geldik. Bizi bırakan eleman artistik yapacak ya bize karşı, çekti arabayı memurun yanına, açtı camı -ben avukat xxx yyy. il genel meclis üyesiyim. zzz ' yi görmeye geldik görevli memur açık olan cama biraz daha eğildi ve : -pardon anlamadım artist vatandaş -ben avukat xxx yyyy. il genel meclis üyesiyim. görevli memur -şu sağa çek bekle. telefon edeyim, dedi halbuki selam sabah vermeden geçse kimsenin bişe diyeceği yok. dedim "artistliğin sonu figuranlıktır" diye ama dinletemedim. zira adam tam bir "groyum emme para bende" havasındaydı. Kendisine geçmiş olsun diyorum :) hey onbeşli, onbeşli tokat yolları taşlı onbeşliler gidiyor yarimin gözü yaşlı bu türküyü ne zaman duysam -her ne kadar beceremesemde- oynayasım gelir. bildim bileli bu türkü oyun havasını çağrıştırır bana. meğersem hiçte öyle değilmiş. milli mücadele yıllarında ordunun bir çok kaybından dolayı askere alınmak zorunda kalınan 15 yaşındaki delikanlıların arkasından yakılan çok acı bir türküymüş. bu türküyü oyun havası şekline getiren zihniyeti hayal edemiyorum. bunuda ilköğretim öğrencilerine dağıtılmak üzere milli eğitim bakanlığının bedirhan gökçeye hazırlattığı hüseyin turan, gülay gibi sanatçıların da türküleriyle eşlik ettiği "bir şiirdir çanakkale" adlı cd yi dinlerken öğrendim...

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Nargileyi birde taş maranda için.

için abilerim için *[*] maranda için. nargilenin tadı adamın damağında kalmış, ben 2 gündür içemiyorum bugün canım çekmedi değil ama malum yoğun hayat ve hayat şartları...

sadocum öpüyorum ;)

* taş, dağ. (yukarısı tavsiye edilmez)

// Oguz
Sadettin POLAT dedi ki…
Israrlı denemelerime rağmen osmaniyedeki nargileleri içemedim.

hehe bu nassi bi cumle yaw ?
osmaniyedeki tum nargileleri neden icmek istiyim? hem istesem icebilir miyim? e yuh diyom kendime :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılımı Oluşturan Bileşenler Nelerdir?

Yazılımı oluşturan bileşenlerden daha önce söz etmiştik. Şimdi bu bileşenlerin neler oldukları üzerinde biraz duralım. Yazılımı oluşturan bileşenler = Mantık + Veri + Belge + İnsan + Program. Bu bileşenlerin az çok neler olduğunu, neleri kapsadığını biliyoruz ama biz yine de kıyısından köşesinden açıklayalım. Zaten bu yazıdaki asıl amaç yazılım bileşenlerinden belgelemenin yerini ve önemi (dökümantasyon) vurgulamak. Mantık = Yazılım herşeyden önce bir işin bilgisayar aracılığı ile yapılması amacına yöneliktir. Bu nedenle bilgisayarlaştırılmak istenen işin mevcut mantığı bir şekilde yazılıma da yansılıtılmak zorundadır. Veri = Her tür yazılım mutlaka bir veri üzerinde çalışmak durumundadır. Veri işlemeyen yazılımın geliştirilmesi söz konusu değildir. Söz konusu olan veri dış ortamdan alınabileceği gibi yazılımın içerisinde de üretilebilir. Zaten yazılımın temel amacı veriyi bilgiye dönüştürmektir. İnsan = Doğal olarak yazılımın insan bileşeni iki boyutludur. Yazıl

Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ

"Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ" derken Hudâ; Anlamam hiç meskenetten sen ne beklersin daha? Mehmet Akif Ersoy / Durmayalim Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ : Necm Süresi 39. Ayet. [İnsan için ancak çalıştığı vardır.] Meskenet: 1 . Miskinlik, beceriksizlik. 2 . Yoksulluk, fakirlik. (Türk Dil Kurumu) Olay zaten yeterince acik. Yan gelip yatma kardesim. Calis. Bu misralar yazildigi donemde bu anlami tasiyordu fakat zaman ilerledikce baska bir gercegi de gozler onune seriyor.Gerci bu gercek cok kapsamli bir kac satirla anlatilabilecek bir sey degil kaldiki benim bilgim de buna yeterli degil zaten. Ben giris cumlelerini verebilirim gerisini arastirmak yaziyi okuyanlara kalmis. (Matrix gibi bisey oldu bu yaw. Neo'nun kahinle bulusup yanindan ayrildiktan sonra Morpheus ile konusma sahnesi.) Yani kisaca sunu demek istiyorum. Ben bu misrayi ilk okudugumda hic birsey anlamadim. Bu misralari anlayabilmek icin kuran mealine ve turkce sozluklere bakmak zorunda k

Yunus sen bu dünyaya niye geldin?

Göçtü Kervan Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Çağrışı tellallar inanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Emr-i hac göçeli hayli zamandır Muhammed cümleye dindir imandır Delilsiz gidilmez yollar yamandır Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus sen bu dünyaya niye geldin Gece gündüz Hakkı zikretsin dilin Enbiyaya uğramaz ise yolun Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus Emre