Başlıkta ki sloganı doğru yazabilmek için bu yazıda Türkçe karakter kullanmaya biraz daha özen göstermeye çalışacağım ama ne kadar başarılı olabilirim sorusunun cevabını yazıyı yayınlamadan önce tekrar gözden geçirdiğimde görebileceğim ancak. Ne kadar başarılı olduğumu sanırım kendime saklasam iyi olacak :)
Konumuza dönersek önyargıların tümünü kötü olarak kabul etmek önyargılara karşı bir haksızlık olur. Görür görmez esiri olduğumuz bazı önyargılar iyiyken bağzıları ise kahrolasıca olabiliyorlar. Önyargının kahrolasıcasını anladıkta iyisi nasıl oluyormuş sorusu biraz garip olabilir.
Bunun iki cevabı var.
Egomuzun okşanması faslını "pas" diyerek geçiyorum ve direkt yoğurtlu sosa dalıyorum. İçinizin yanmasını istemiyorsanız tavukları sosa bandırmadan önce sosun ne sosu olduğunu kontrol edin , yok madem sosu kontrol etmeden tavukları bir güzel sosa bandırıp ağzınıza attınız o zaman ferahlığı unutup acının tadına varmaya çalışın. Biz de şimdi acıdan tat almaya çalışacağız.
İlk videomuz Çinli bir kızın kamera karşısında arka fonda çalan müziğe saçma sapan sözler uydurarak söylediği bir şarkıyı ihtiva ediyor. Müthiş analiz gücümle bir Sherlock Holmes vari yaklaşımla bunu tespit etmek çok zor olmadı. Olayı aydınlatmanın vermiş olduğu huzurla artık rahat bir uyku uyuyabilirim.
Olayı çözmüş olmanın vermiş olduğu mutlulukla yaşayıp giderken günlerden bir gün Vocaloid diye bir şey gözüme çarptı. Nedir diye sağda solda araştırıken Yamaha firmasının geliştirmiş olduğu sanal bir şarkıcı programı olduğunu öğrendim. Şarkının söz ve notalarını programa giriyorsunuz ve önceden ses sentezi yapılmış sanal bir şarkıcı ortaya çıkıp şarkıyı söylemeye başlıyor. İlginç bir platform. Biraz daha kurcalamaya devam edince bu platformun en enlü sanal şarkıcısı ile karşılaşıyorum.
Hatsune Miku Bu sanal şarkıcının o kadar hayranı oluşmuş ki bilgisayardan söylediği şarkılar artık insanlara yeterli gelmez olmuş ve bildiğiniz konser düzenlemeye başlamış. İnsanlar konser için bilet alıp Hatsune Miku'yu dinlemeye gidiyorlarmış. Youtube tarzı sitelerde konserlerine ait görüntülere ulaşmak mümkün. Ayrıca sanal şarkıcımızın adının da Hatsune (İlk Ses) Miku (Gelecek) gibi çok enteresan bir şekilde seçilmiş olduğunu da belirtmek isterim. Neyse konumuzdan çok uzaklaşmadan devam edelim. Hatsune'nin videolarına bakarken tınısı bana çok tanıdık bir şarkıya denk geldim. Aşağıda ki videodan izleyebilirsiniz.
Vocaloid'nin şaşkınlığını üzerimden atamamışken peşpeşe birkaç yumruk daha yiyerek durum daha da ilginç bir hale geldi. Yoğurdun ferahlığı falan kalmadı yani. İlk videoda ki kız müzik üzerine sallama sözler söylemiyormuş. Hatsune'nin söylediği şarkıyı playback yapmış üstelik çinli değil japonmuş :)
Çinli bir kızla japon bir kızı ayıramamak ayıplanacak birşey değil diye düşündüm kendi kendime. Sallama sözlere gelince ha japon kız sallamış ha Hatsune sallamış değişen birşey yok, benim için önemli olan sözlerin sallanmış olması diye kendimi teselli ettim geçtim. Takılmadım yani bu mevzuya :)
Takıldığım mevzu başka birşeydi. Hatsune ' nin elinde salladığı pırasa mıydı yoksa taze soğan mı? Buna da takılmamın nedeni sanırım o sıra iyice acıkmış olmamdı. Eğer elinde ki taze soğansa iyi bir kısır yapılabilirdi onunla :)
Pırasaydı , soğandı derken ievan polkka diye bir şey okudum. Japoncada pırasa ya da soğan demekti diye düşündüm birden ve yine önyargının kralını yapmış bulundum. Google Translate "bu Finceye benziyor" dedi ama pek ihtimal vermedim ne yalan söyleyeyim. Sonrasında Fince olduğunu öğrendim ve sözlerinde sallamasyon olmadığı gerçeği ile karşılaştım. O an acı sos ağzımı fena yaktı.
ievan polkka Finlilerin anonim bir şarkısıymış meğer. Nakarat kısmı sallama olsada geriye kalan kısımları ivea adlı deli dolu anne baskısından bunalmış bir genç kızın genç bir çocukla komuşuda dans yaptıkları bir geceyi anlatıyormuş. Değişik şekillerde değişik kişiler tarafından söylenmiş bir şarkı bu. Wikipedia sayfasından bu kişilere ulaşabilirsiniz. Tabi ki Hatsune' de bunlardan biri. Aşağıdaki videoda ise Loituma adlı grubun söylediği hali yer almakta.
Velhasılı kelam önyargı kötü birşeydir :) Ferahladığınızı sandığınız anda ağzınızdan alevler çıkabilir. Dikkatli olmakta fayda var :)
Keşke bütün önyargılarımızın sonucu ivea'nın dansı gibi olsa.
Not: Pırasa mı soğan mı hala karar veremedim. Belki de ikisi de değil :)
Oldu olacak Eksi'den gordugum sözlerinin türkçe halini de buraya koyayım.
ieva'nin dansi
polkanin sesi beni komsularima suruklerdi,
ve ayaklarim tempo tutmaya baslardi.
ieva'nin annesi gozleri kizinin ustundeydi ama
ieva, onun kendisini takip etmesinden kacardi, biliyorsun!
annesi "hayir" derken, kim onu dinlerdi ki?
hele ki hepimiz dansla ve oynamakla mesgulken.
ieva gulumserdi, kemanin sesi aciyla calarken.
insanlar onun icin sans dilerken toplandiginda.
herkes sicacikti ve kimse sikintili gorunmuyordu.
bu yakisikli genc adam, tam bir hareketli geyik!
kim ter damlacigini dusunecekti ki,
o dans etmekle, oynamakla mesgulken?
ieva'nin annesi, kendisini kapatmisti,
ilahi mirildanmak icin kendi kucuk ve sessiz odasina.
kahramanimizi eglencenin odagina birakmistik,
komsunun evinde, isiklar sonunceye dek.
yaslilarin ne dediginin ne onemi var!
sen dans etmekle, oynamakla ugrasirken?
muzik durdugunda, asil eglence basladi
ve bu delikanlinin maskaraliga basladigi zamandi.
oglan kizi evine goturdugunde, ki dans sona ermisti
annesi kizginlikla bekliyordu onlari
ama ben dedim ki ona, ieva, aglama simdi
ve biz yakinda dans edecegiz, oynayacagiz
annesine dedim ki; birak simdi patirdiyi
ya da ben yapacagim sey icin sorumluluk duymuyacagim.
eger sessiz olursan ve odanda oturursan
incinmeyeceksin, kizina kur yaptigim icin
neden bu iyi delikanli vahsi bir erkek olsun?
tek derdi dans etmek, oynamak iken.
sana tek bir sey soyleyeyim, bana tuzak kuramayacaksin!
hayir, beni yakalayamacaksin kolayca.
yolculuk batiya, batiya...
ieva ve ben birbirimize es olacagiz
neden bu iyi delikanlinin cekingenlerden olsun?
tek derdi dans etmek, oynamak iken.
Konumuza dönersek önyargıların tümünü kötü olarak kabul etmek önyargılara karşı bir haksızlık olur. Görür görmez esiri olduğumuz bazı önyargılar iyiyken bağzıları ise kahrolasıca olabiliyorlar. Önyargının kahrolasıcasını anladıkta iyisi nasıl oluyormuş sorusu biraz garip olabilir.
Bunun iki cevabı var.
- Haklı çıktığımızda egomuzun okşanması
- İşin aslını öğrendiğimizde "oysa yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu" şaşkınlığı
Egomuzun okşanması faslını "pas" diyerek geçiyorum ve direkt yoğurtlu sosa dalıyorum. İçinizin yanmasını istemiyorsanız tavukları sosa bandırmadan önce sosun ne sosu olduğunu kontrol edin , yok madem sosu kontrol etmeden tavukları bir güzel sosa bandırıp ağzınıza attınız o zaman ferahlığı unutup acının tadına varmaya çalışın. Biz de şimdi acıdan tat almaya çalışacağız.
İlk videomuz Çinli bir kızın kamera karşısında arka fonda çalan müziğe saçma sapan sözler uydurarak söylediği bir şarkıyı ihtiva ediyor. Müthiş analiz gücümle bir Sherlock Holmes vari yaklaşımla bunu tespit etmek çok zor olmadı. Olayı aydınlatmanın vermiş olduğu huzurla artık rahat bir uyku uyuyabilirim.
Olayı çözmüş olmanın vermiş olduğu mutlulukla yaşayıp giderken günlerden bir gün Vocaloid diye bir şey gözüme çarptı. Nedir diye sağda solda araştırıken Yamaha firmasının geliştirmiş olduğu sanal bir şarkıcı programı olduğunu öğrendim. Şarkının söz ve notalarını programa giriyorsunuz ve önceden ses sentezi yapılmış sanal bir şarkıcı ortaya çıkıp şarkıyı söylemeye başlıyor. İlginç bir platform. Biraz daha kurcalamaya devam edince bu platformun en enlü sanal şarkıcısı ile karşılaşıyorum.
Hatsune Miku Bu sanal şarkıcının o kadar hayranı oluşmuş ki bilgisayardan söylediği şarkılar artık insanlara yeterli gelmez olmuş ve bildiğiniz konser düzenlemeye başlamış. İnsanlar konser için bilet alıp Hatsune Miku'yu dinlemeye gidiyorlarmış. Youtube tarzı sitelerde konserlerine ait görüntülere ulaşmak mümkün. Ayrıca sanal şarkıcımızın adının da Hatsune (İlk Ses) Miku (Gelecek) gibi çok enteresan bir şekilde seçilmiş olduğunu da belirtmek isterim. Neyse konumuzdan çok uzaklaşmadan devam edelim. Hatsune'nin videolarına bakarken tınısı bana çok tanıdık bir şarkıya denk geldim. Aşağıda ki videodan izleyebilirsiniz.
Vocaloid'nin şaşkınlığını üzerimden atamamışken peşpeşe birkaç yumruk daha yiyerek durum daha da ilginç bir hale geldi. Yoğurdun ferahlığı falan kalmadı yani. İlk videoda ki kız müzik üzerine sallama sözler söylemiyormuş. Hatsune'nin söylediği şarkıyı playback yapmış üstelik çinli değil japonmuş :)
Çinli bir kızla japon bir kızı ayıramamak ayıplanacak birşey değil diye düşündüm kendi kendime. Sallama sözlere gelince ha japon kız sallamış ha Hatsune sallamış değişen birşey yok, benim için önemli olan sözlerin sallanmış olması diye kendimi teselli ettim geçtim. Takılmadım yani bu mevzuya :)
Takıldığım mevzu başka birşeydi. Hatsune ' nin elinde salladığı pırasa mıydı yoksa taze soğan mı? Buna da takılmamın nedeni sanırım o sıra iyice acıkmış olmamdı. Eğer elinde ki taze soğansa iyi bir kısır yapılabilirdi onunla :)
Pırasaydı , soğandı derken ievan polkka diye bir şey okudum. Japoncada pırasa ya da soğan demekti diye düşündüm birden ve yine önyargının kralını yapmış bulundum. Google Translate "bu Finceye benziyor" dedi ama pek ihtimal vermedim ne yalan söyleyeyim. Sonrasında Fince olduğunu öğrendim ve sözlerinde sallamasyon olmadığı gerçeği ile karşılaştım. O an acı sos ağzımı fena yaktı.
ievan polkka Finlilerin anonim bir şarkısıymış meğer. Nakarat kısmı sallama olsada geriye kalan kısımları ivea adlı deli dolu anne baskısından bunalmış bir genç kızın genç bir çocukla komuşuda dans yaptıkları bir geceyi anlatıyormuş. Değişik şekillerde değişik kişiler tarafından söylenmiş bir şarkı bu. Wikipedia sayfasından bu kişilere ulaşabilirsiniz. Tabi ki Hatsune' de bunlardan biri. Aşağıdaki videoda ise Loituma adlı grubun söylediği hali yer almakta.
Velhasılı kelam önyargı kötü birşeydir :) Ferahladığınızı sandığınız anda ağzınızdan alevler çıkabilir. Dikkatli olmakta fayda var :)
Keşke bütün önyargılarımızın sonucu ivea'nın dansı gibi olsa.
Not: Pırasa mı soğan mı hala karar veremedim. Belki de ikisi de değil :)
Oldu olacak Eksi'den gordugum sözlerinin türkçe halini de buraya koyayım.
ieva'nin dansi
polkanin sesi beni komsularima suruklerdi,
ve ayaklarim tempo tutmaya baslardi.
ieva'nin annesi gozleri kizinin ustundeydi ama
ieva, onun kendisini takip etmesinden kacardi, biliyorsun!
annesi "hayir" derken, kim onu dinlerdi ki?
hele ki hepimiz dansla ve oynamakla mesgulken.
ieva gulumserdi, kemanin sesi aciyla calarken.
insanlar onun icin sans dilerken toplandiginda.
herkes sicacikti ve kimse sikintili gorunmuyordu.
bu yakisikli genc adam, tam bir hareketli geyik!
kim ter damlacigini dusunecekti ki,
o dans etmekle, oynamakla mesgulken?
ieva'nin annesi, kendisini kapatmisti,
ilahi mirildanmak icin kendi kucuk ve sessiz odasina.
kahramanimizi eglencenin odagina birakmistik,
komsunun evinde, isiklar sonunceye dek.
yaslilarin ne dediginin ne onemi var!
sen dans etmekle, oynamakla ugrasirken?
muzik durdugunda, asil eglence basladi
ve bu delikanlinin maskaraliga basladigi zamandi.
oglan kizi evine goturdugunde, ki dans sona ermisti
annesi kizginlikla bekliyordu onlari
ama ben dedim ki ona, ieva, aglama simdi
ve biz yakinda dans edecegiz, oynayacagiz
annesine dedim ki; birak simdi patirdiyi
ya da ben yapacagim sey icin sorumluluk duymuyacagim.
eger sessiz olursan ve odanda oturursan
incinmeyeceksin, kizina kur yaptigim icin
neden bu iyi delikanli vahsi bir erkek olsun?
tek derdi dans etmek, oynamak iken.
sana tek bir sey soyleyeyim, bana tuzak kuramayacaksin!
hayir, beni yakalayamacaksin kolayca.
yolculuk batiya, batiya...
ieva ve ben birbirimize es olacagiz
neden bu iyi delikanlinin cekingenlerden olsun?
tek derdi dans etmek, oynamak iken.
Yorumlar