Ana içeriğe atla

Ailenizin Sihhi Tesisatcisi

Gecenin ilerleyen saatlerinde tam da muhabbetin koyulastigi esnada "makineye kim camasir atti?" diye muhabbeti bolmek zorunda kaldim. Gerci makinenin su bosaltma sesinden daha siddetli bir ses geliyordu ama aklima ilk gelen ihtimal makine olmustu. Kimseden cit cikmayinca gece gece basimiza bir is ciktigi belli oldu. Yerimden kalkip makineye dogru ilerledigimde makine basini one egmis "Abi valla benim bi sucum yok , sessiz sedasiz burda takiliyom" der gibi bana bakti. Musluk mu acik unutuldu demeye kalmadan ana su borularindan birinin patlamis oldugu gercegi ile karsilastim. Su borusu, icindeki basinci yillardir bastirmis olmanin da vermis oldugu rahatlikla "artik benden bu kadar" diyip suyu serbest birakmis , serbest kalan su "sudan cikmis balik gibi" ne yapacagini bilmez bir halde, yonunu kaybetmis pencereden disariya cikmak isteyen guvercin gibi amacsiz bir sekilde saga sola carpip duruyordu. "Dur aslanim, bi sakin ol" edasiyla suyun disari cikmakta oldugu borunun yaninda ki diger boruda yer alan vanayi saat yonunde cevirerek suyun bu ozgurlugune bir son vermeye calissamda malesef basarili olamadim. Su yuzunde muzip bir gulumseme ile cosmaya devam ediyordu. "El mi yaman bey mi yaman" diyerek bodrum katta ki su sayaclarinin oldugu yere gidip ibreleri cildirmis bir sekilde donen saati bulup vanasini kapatinca yukardan bir ses geldi. "Tamam , kesildi."

Yukari cikip biraz sakinlesmenin ardindan "eee simdi kim yapacak bunu?" sorusu gelince, aklima ilk gelen cevap Super Mario ve kardesi oldu :) Telefonunun melodisi Super Mario olan birisi icin cokta uzak bir ihtimal degildi bu :)


 Musluk tamirciligi, borular vs gibi isler Mario'nun uzmanlik alaniydi. Bunlarin yaninda hoplamak , ziplamak , ates etmek ve zindandan prenses kurtarmak gibi meziyetleri de mevcut ama bizim ihtiyacimiz olan ozelligi elinde ingiliz anahtari ile gelip patlayan borumuzu tamir etmesiydi.


Ertesi gun genelde oldugu gibi gercek dunya yine bize oyununu oynamis hayallerimizde ki kahramani bize gondermemisti. Olsun gelen amca az biraz Mario'yu andiriyordu. Teselli icin bize yeterliydi. Zile basip kapiyi actigimda karsimda tesisatci amcayi gordugumde arka planda birden Mario'nun muziginin calmasini bekledim ama calmadi :( Calsaydi super olurdu.

Patlayan boru , odevler , finaller , isler gucler , mario falan derken catafatli bir haftasonunu daha geride  birakirken kapanisi Super Mario Bros'un efsanevi sarkisinin ilginc bir coveri ile yapalim.  Hangi insan step motorla  , flopy diskle  , hard diskle muzik yapar ki .? Ne yapacagini sasirmis bilgisayarcilardan baskasi yapmaz elbet ve bu bilgisayarci bir de mario sever ise ortaya gayet guzel bir eser de cikartabilir. Step motor ile yapilmis olan versiyonunu youtubedan bulup izleyebilirsiniz.Asagidaki videoda ise 15 tane floppy drive ve muhtemelen okuma yazma kafasini notalara gore hareket ettiren bir yazilim ile yapilmis seklini bulabilirsiniz. Sesin bu kadar kaliteli olmasini ise sanirim efsane marka Mitsumi'ye borclular :)

İyi dinlemeler...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılımı Oluşturan Bileşenler Nelerdir?

Yazılımı oluşturan bileşenlerden daha önce söz etmiştik. Şimdi bu bileşenlerin neler oldukları üzerinde biraz duralım. Yazılımı oluşturan bileşenler = Mantık + Veri + Belge + İnsan + Program. Bu bileşenlerin az çok neler olduğunu, neleri kapsadığını biliyoruz ama biz yine de kıyısından köşesinden açıklayalım. Zaten bu yazıdaki asıl amaç yazılım bileşenlerinden belgelemenin yerini ve önemi (dökümantasyon) vurgulamak. Mantık = Yazılım herşeyden önce bir işin bilgisayar aracılığı ile yapılması amacına yöneliktir. Bu nedenle bilgisayarlaştırılmak istenen işin mevcut mantığı bir şekilde yazılıma da yansılıtılmak zorundadır. Veri = Her tür yazılım mutlaka bir veri üzerinde çalışmak durumundadır. Veri işlemeyen yazılımın geliştirilmesi söz konusu değildir. Söz konusu olan veri dış ortamdan alınabileceği gibi yazılımın içerisinde de üretilebilir. Zaten yazılımın temel amacı veriyi bilgiye dönüştürmektir. İnsan = Doğal olarak yazılımın insan bileşeni iki boyutludur. Yazıl

Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ

"Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ" derken Hudâ; Anlamam hiç meskenetten sen ne beklersin daha? Mehmet Akif Ersoy / Durmayalim Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ : Necm Süresi 39. Ayet. [İnsan için ancak çalıştığı vardır.] Meskenet: 1 . Miskinlik, beceriksizlik. 2 . Yoksulluk, fakirlik. (Türk Dil Kurumu) Olay zaten yeterince acik. Yan gelip yatma kardesim. Calis. Bu misralar yazildigi donemde bu anlami tasiyordu fakat zaman ilerledikce baska bir gercegi de gozler onune seriyor.Gerci bu gercek cok kapsamli bir kac satirla anlatilabilecek bir sey degil kaldiki benim bilgim de buna yeterli degil zaten. Ben giris cumlelerini verebilirim gerisini arastirmak yaziyi okuyanlara kalmis. (Matrix gibi bisey oldu bu yaw. Neo'nun kahinle bulusup yanindan ayrildiktan sonra Morpheus ile konusma sahnesi.) Yani kisaca sunu demek istiyorum. Ben bu misrayi ilk okudugumda hic birsey anlamadim. Bu misralari anlayabilmek icin kuran mealine ve turkce sozluklere bakmak zorunda k

Yunus sen bu dünyaya niye geldin?

Göçtü Kervan Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Çağrışı tellallar inanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Emr-i hac göçeli hayli zamandır Muhammed cümleye dindir imandır Delilsiz gidilmez yollar yamandır Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus sen bu dünyaya niye geldin Gece gündüz Hakkı zikretsin dilin Enbiyaya uğramaz ise yolun Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus Emre