Ana içeriğe atla

Kayıtlar

The O.C.

Arkadaşların evde Cnbc-e olmadığından, eve yolum düştüğü vakitlerde dizinin yayın saatine uymadığından uzun zamandır bu diziyi izleyemedim. En son Ryan kız arkadaşından ayrılmıştı. Daha doğrusu piskopat bi çocuğun oyunlarından dolayı kız Ryanı terk etmişti. Konu hakkında bilgisi olan var mı?

Spor programlarının suyu çıktı !

Spora daha doğrusu futbola o kadar ilgi gösteren (her ne kadar ulusal başarılarımız fazla olmasada) bir toplumuz ki tv yapımcıları karşımıza içinde spor olan ama sunucularının spor adamı yerine tiyatroculardan oluştuğu programlar çıkarmaya başladılar (veya ne yapacaklarını şaşırıp "ya tutarsa" dediler). Gerçi Kazım Kanatların, İhsan Kalkavanların, Turgay Şerenlerin yaptıkları spor programlarının ne kadar spor programı, kendilerinin ise ne kadar spor adamı oldukları da şüpheli ama yinede Aydemir Akbaşı, Aykut Orayı, Levent İnanırı ve Erdinç Akbaşı Flash tv de Geri Dörtlü adlı spor programında maçları yorumlarken gördüğüm anda (daha doğrusu bu 4 kişinin futbol yorumu yaptıklarını anladığım anda) bir kaç saniye televizyona aval aval baktıktan sonra "e yuh yani" demekten kendimi alamadım...

BİR KÜÇÜCÜK OĞLANCIK VARMIŞ !...

Bir küçücük oglancik, bir gün okula baslamis. Pek mi pek akilliymis. Okulu da pek büyükmüs. Ama akilli çocuk, sinifina disaridan kestirme bir yol bulmus. Buna çok sevinmis. Artik okulu ona kocaman görünmüyormus. Bir zaman sonra, bir sabah ögretmen demis ki; - "Bugün resim yapacagiz." "Ne güzel! " demis çocuk. Resim yapmasini pek severmis. Her türlüsünü de yaparmis. Aslanlar, kaplanlar, tavuklar, inekler, trenler, gemiler ... Mum boyasini çikarmis ve çizmeye baslamis. Ama ögretmen "Durun!" demis. "Henüz baslamayin." Ve çocuk herkes hazir olana kadar beklemis. "Simdi" demis ögretmen, "Çiçek çizmesini ögrenecegiz." "Iyi demis" çocuk. Çiçek çizmesini çok severmis ve pek güzellerini yapmaya baslamis pembe, mavi, turuncu mum boyalariyla.. Ama ögretmen, "durun" demis, "size nasil yapacaginizi gösterecegim." Yesil sapli kirmizi bir çiçek çizmis."Iste" demis ögretmen, "Böyle çizeceksin

Terziler ve Yazılımcılar

Teste dayalı yazılım geliştirme ( T est D riven D evelopment) fikrini ilk duyduğumda pek şaşırdığımı söyleyemem. Çünkü yaptığım projelerin içine ufak tefek, son kullanıcıyla bir ilgisi olmayan sadece bir problemle karşılaştığım vakit, daha kısa sürede bu problemi çözebilmek için programdaki bazı kod bölümlerini ve değişken değerlerini test eden kodlar yazardım. Bu sayede birçok kez problemleri çok kısa zamanda giderdiğimi hatırlıyorum. TDD ise bu test olayını daha profesyonelce yapan işe verilen addır. İşin temelinde ben şunu görüyorum. Yazılım geliştiren insanların büyük çoğunluğu(bende dahil olmak üzere) yazılım geliştirdiğimiz insanlar kadar bilgisayarın nimetlerinden faydalanamıyor. İnsanlar işlerini daha hızlı ve hatasız yapabilmek için bilgisayarları ve programları kullanıyor. Yazılımcılar ise programları sadece kod yazmak için kullanıyorlar. (Terzi kendi söküğünü dikemezmiş...) Peki bilgisayarın nimetlerinden daha fazla nasıl yararlanabiliriz? Cevap oldukça basittir. :) Bilg

Hangi programlama dili daha iyi ?

Ortalıkta bir çok programlama dili oldukça bu soru daha çok sorulacak ve daha çok tartışmalar çıkacak gibi. Bana göre hangi dilden zevk alıyorasanız, seviyorsanız ve en önemlisi para kazanıyorsanız en iyi dil bence odur. Onun için benim için en iyi dil şu anda object pascaldır ama işin aslını sorarsanız en iyi dil diye birşey yoktur. Ortada bir kaç dil vardır ve bu dillerin bazı özel durumlarda birbirlerine karşı üstünlüğü vardır. F2003-GA ile bozuk yolda 10 metre dahi ileri gidemeceğiniz aşikardır ama aynı zamanda san mariona'da jeep'in de ferrariyi geçme şansı yoktur. bu tür tartışmaların bize özgü olduğunu düşünürdüm hep ama yazılım aleminde isim yapmış kişilerin bile bu tür tartışmaların içine girdiklerini görünce şaşırmadım desem yalan olur. ilgili sayfada delphi ile python arasında kıyasıya bir mücadele var :) http://www.codefez.com/Default.aspx?tabid=79&newsType=ArticleView&articleId=89