İki sevgili deniz kenarında sessiz sessiz oturuyorlarken erkek seri bir şekilde kıza dönüp:
-Aşkım! Dün aklıma bir soru geldi ve bu soruyu kendime sorunca cevabını buldum. Aynı soruyu sana da sormak istiyorum. Ne cevap vereceğini çok merak ediyorum. demiş.
Bu sözler üzerine kız, bir anlık şaşkınlığın ardından "Kendine sorupta cevabını bulduğun soru nedir?" diye sormuş. Erkekte derin bir nefes aldıktan sonra soruyu soruvermiş.
"Bana neden katlanıyorsun?"
Soru karşısında kız biraz afallar gibi olmuş. Bir kaç dakika düşündükten sonra "Buldum!" diye haykırmış sevinçli sevinçli. "Nedir bulduğun cevap?" diye sormuş erkek. Kız cevap vermiş: "Sana katlanıyorum çünkü seni çok seviyorum." Bu cevap üzerine erkeğin suratı asılır gibi olmuş ve kız verdiği cevabın yanlış olduğunu anlayınca (biraz da mahçub bir ses tonuyla) "senin verdiğin yanıt neydi?" demiş. Bunun üzerine erkek şöyle demiş:
"Ben sana katlanmıyorum ki..."
"Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ" derken Hudâ;
Anlamam hiç meskenetten sen ne beklersin daha?
Mehmet Akif Ersoy / Durmayalim
Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ : Necm Süresi 39. Ayet. [İnsan için ancak çalıştığı vardır.]
Meskenet: 1 . Miskinlik, beceriksizlik. 2 . Yoksulluk, fakirlik. (Türk Dil Kurumu)
Olay zaten yeterince acik. Yan gelip yatma kardesim. Calis.
Bu misralar yazildigi donemde bu anlami tasiyordu fakat zaman ilerledikce baska bir gercegi de gozler onune seriyor.Gerci bu gercek cok kapsamli bir kac satirla anlatilabilecek bir sey degil kaldiki benim bilgim de buna yeterli degil zaten. Ben giris cumlelerini verebilirim gerisini arastirmak yaziyi okuyanlara kalmis. (Matrix gibi bisey oldu bu yaw. Neo'nun kahinle bulusup yanindan ayrildiktan sonra Morpheus ile konusma sahnesi.)
Yani kisaca sunu demek istiyorum. Ben bu misrayi ilk okudugumda hic birsey anlamadim. Bu misralari anlayabilmek icin kuran mealine ve turkce sozluklere bakmak zorunda k...
Yorumlar