Ana içeriğe atla

Ali'nin nesi var?

Şimdi ben bu yazıyı istediğim kadar uzatabilirim di mi? Ne kadar uzunda olsa ne kadar saçmada olsa bunu okuyacak en az bir insanın olduğunu bilmek benim yazmak için hevesimi katlaya katlaya artırıyor. Yazının başlığına bakıyoruz. "Ali'nin nesi var?" Sade ve öznesi tekil bir varlık. İlgi çekmek için, daha çok kişinin okumasını sağlayabilmek için "Alilerin nesi var?" (Dikkat! Kesme işareti yok) adlı bir başlık kullanabilirdim veya ne bileyim aç gözlünün teki olsam, bana bir yetmez en az iki kişi lazım diye düşünsem "Ali ve Faruk'un nesi var?" diye bir başlık kullanabilirdim. Ama gördüğünüz gibi kullanmadım. Gerçi kimin nesi olduğu beni pek ilgilendirmiyor. (-yalançııııı, -sus üleeennn!) Benim niyetim belli zaten. Niyetim belli dedimde Cem Yılmaz'ın bi espirisi geldi aklıma. Şimdi bu espiriyi anlatırdım ama o zamanda çok uzuyor yazı. Benim canım o kadar sıkkın değil ki. (Arada sırada paragraf falan yapalımda en azından okunması biraz kolay olsun) ______________________________________________ Paragaraf (sonra sorarsın ne paragrafı diye) I)Her ne kadar dikkat etsemde dilbilgisi ve noktalama işaretleri bakımından bir çok hatamın olduğunu hissedebiliyorum. II)Bu hataları yapmak için ben kendime zaten ortaokulda müsade etmiştim. III)Önemli değil yani. (ama adamın biri geliyor yaptığım hataları düzeltiyormuş.) IV)Başlık başlık diyince Hatice KABAN'ın kompozisyon dersinde söylediği bir cümle aklıma geldi. "Oğlum, önce yazını yaz. Başlık en sonunda koyulur. Aksi takdirde başlığa bağlı kalmak zorunda kalırsın." Cık cık cık... Ne kadar yanlış. Al işte en açık örneği burda. "Ali'nin nesi var?" Basit bir soru cümlesi. "X 'i var." diye de basit bir cevabı var. (Ali sevinme benim cevabım X değil :) )Sizinde/seninde gördüğün üzere ben başlığa hiç bağlı kalmadan yazıp yazıp gidiyorum. Başlıkla alakasız cümleler kuruyorum, yıkıyorum, derliyorum v.s. Bi cem yılmaza gidiyorum, (e sıkıldım artık yok kesme işareti falan) bi ortaokula dönüyorum, dilbilgisi, cümle falan filan derken bi şekilde aliyi yazının sonuna götürecek merakı onda uyandırabiliyorum. -Ali? -Hişt! Orda mısın? -Hala okuyon mu ciddi ciddi? -Valla helal olsun bana. -Madem okuyon devam edim bende. Nerde kalmıştık. Konu hepten dağıldı gitti valla. Benimde can sıkıntım geçti fazla birşey yazmak istemiyorum. Cevabı vermeden bitirmem inşallah yazıyı. Sonra yazık olur valla. Acırım dayanamam... (dur şöle daha önceden neler yazmışım onlara bi göz atayım. sakın bi yere kaybolma.) OSS 99) Yukarıdaki paragrafta numaralandırılmış cümlelerden hangisi bir sonraki paragrafın başlangıç cümlesi olabilir. A- I B- II C- III D- IV E- I ve II (nasssıı yani?) bide hiçbiri diye bir seçenek koysamıydım acaba? sorunun doğruluğundan pek emin olamadım belkide hiç bir cümlebir sonraki paragrafın başlangıç cümlesi olmak istemiyordur ve ya olamıyordur :) (ana! "veya" yı ayrı yazmışım. asla geriye dönmem. hep ileri. o hata öyle orda kalsın. belki birileri okurda utanırım. ali düzeltmezse tabi..) -pardon alicim, konu neydi? -benim neyim var? -ben ne bilim la senin neyin var? alla alla çattık valla. -ben sormadım sen sordun -ali, bi git başımdan ya.... 2001 - 2006 IIIV. 5 yıllık kalkınma planın var mı? istanbul kent planın var mı? acil eylem planın? tekdüzen hesap planın? ataköy marina yerleşim planın? il afet acil yardım ve kurtarma planın 2004 yılı hizmet içi eğitim planın? allah bilir 31 Mart 2004 tarihli Annan Planıda yoktur sende... söyle ali allah aşkına ne var sende. sende olan birşey söyle. birde utanmadan "Benim neyim var?" diye sorabiliyorsun. hangi yüzle.... :) ehhhh. yeter sıkıldım artık. arkadaş işin ucu nerelere geldi yaw. tamam sölüyom. Ali'nin iyi bir müzik zevki var. hay aksi. bu adam şimdi yazının tamamını okumadan "eheheh, bu kadar yazıyı okuyamam. sonuna bakayımda neyim varmış" diye kendince bi kurnazlık yapmaya çalışırsa.... allah allah. tüm yazdıklarım boşa gider valla olmaz. sıkıcıda olsa bir iki paragraf daha bişeler yazıp cevabı bi şekilde kamufle etmem lazım. dur şurdan bi paragraf daha yapayım ben... evet alicim. işte durum böle. daha ne var ne yok. rizelerde havalar nasıl? msnede gelmiyon bu aralar. arayı soğutma. karadeniz hala hırçın mı? ya güzelim kaçkar dağları. yerinde duruyorlar mı hala yoksa kaçtılar mı? aman kim ne yapsın koca dağı... görüşürüz. ali. ey hay-ü hak! yıktım perdeyi eyledim viran. varayım sahibine haber vereyim heman efendim, her nice sürçtüyse bu microsoft klavye, affola... Puplish post --> http error 500 --> geri. amanın bom boş herşey gitmiş. dur bi copy/paste yapalım da ne olur ne olmaz. bilgisayar bu en beklenmedik anında indiverir darbeyi valla. -hoppp. öle şıppadanak yazının sonunu okumak yok. adam ol hepsini oku bakim.-

Yorumlar

aliusta dedi ki…
Bence soru yanlış. Soru şu şekilde olmalıydı? Sado'nun nesi var, açıklayıcı bir cevap bekliyorum. :)
aliusta dedi ki…
Aslında yazının ikinci paragrafı çok önemli. Ne yazıyordu ikinci paragrafta hatırlayalım: "Ne kadar uzunda olsa ne kadar saçmada olsa bunu okuyacak en az bir insanın olduğunu bilmek benim yazmak için hevesimi katlaya katlaya artırıyor."

Sadettin'in burada, İsmet Özel'in "bir kişinin okuyacağına inanıyorsanız, yazın" demesindeki mantıktan hareket ettiğini (bu mantıkla hareket edip etmemesi aslında çok da önemli değil, ne de olsa aklın yolu bir!) görüyoruz.

Gerçekten de bu yazıyı en az bir kişi okudu ve onun için de senin için de faydalı oldu.

Eyvallah, sağolasın...
Sadettin POLAT dedi ki…
farkında olmadan kuyuya bi taş attım galiba :)
aliusta dedi ki…
E bir de farkında olarak atsaydın :)

Ama az kaldı, çıkaracaz biz o taşı. 38 tane daha akıllı bekliyoruz :P

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılımı Oluşturan Bileşenler Nelerdir?

Yazılımı oluşturan bileşenlerden daha önce söz etmiştik. Şimdi bu bileşenlerin neler oldukları üzerinde biraz duralım. Yazılımı oluşturan bileşenler = Mantık + Veri + Belge + İnsan + Program. Bu bileşenlerin az çok neler olduğunu, neleri kapsadığını biliyoruz ama biz yine de kıyısından köşesinden açıklayalım. Zaten bu yazıdaki asıl amaç yazılım bileşenlerinden belgelemenin yerini ve önemi (dökümantasyon) vurgulamak. Mantık = Yazılım herşeyden önce bir işin bilgisayar aracılığı ile yapılması amacına yöneliktir. Bu nedenle bilgisayarlaştırılmak istenen işin mevcut mantığı bir şekilde yazılıma da yansılıtılmak zorundadır. Veri = Her tür yazılım mutlaka bir veri üzerinde çalışmak durumundadır. Veri işlemeyen yazılımın geliştirilmesi söz konusu değildir. Söz konusu olan veri dış ortamdan alınabileceği gibi yazılımın içerisinde de üretilebilir. Zaten yazılımın temel amacı veriyi bilgiye dönüştürmektir. İnsan = Doğal olarak yazılımın insan bileşeni iki boyutludur. Yazıl

Yunus sen bu dünyaya niye geldin?

Göçtü Kervan Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Çağrışı tellallar inanmaz mısın Göçtü kervan kaldık dağlar başında Emr-i hac göçeli hayli zamandır Muhammed cümleye dindir imandır Delilsiz gidilmez yollar yamandır Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus sen bu dünyaya niye geldin Gece gündüz Hakkı zikretsin dilin Enbiyaya uğramaz ise yolun Göçtü kervan kaldık dağlar başında Yunus Emre

Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ

"Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ" derken Hudâ; Anlamam hiç meskenetten sen ne beklersin daha? Mehmet Akif Ersoy / Durmayalim Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ : Necm Süresi 39. Ayet. [İnsan için ancak çalıştığı vardır.] Meskenet: 1 . Miskinlik, beceriksizlik. 2 . Yoksulluk, fakirlik. (Türk Dil Kurumu) Olay zaten yeterince acik. Yan gelip yatma kardesim. Calis. Bu misralar yazildigi donemde bu anlami tasiyordu fakat zaman ilerledikce baska bir gercegi de gozler onune seriyor.Gerci bu gercek cok kapsamli bir kac satirla anlatilabilecek bir sey degil kaldiki benim bilgim de buna yeterli degil zaten. Ben giris cumlelerini verebilirim gerisini arastirmak yaziyi okuyanlara kalmis. (Matrix gibi bisey oldu bu yaw. Neo'nun kahinle bulusup yanindan ayrildiktan sonra Morpheus ile konusma sahnesi.) Yani kisaca sunu demek istiyorum. Ben bu misrayi ilk okudugumda hic birsey anlamadim. Bu misralari anlayabilmek icin kuran mealine ve turkce sozluklere bakmak zorunda k