Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bu yol nereye gider ?

Gerçi bu aralar otobüs şeferlerine baya bi sinirim var ama.... Haber7.com sitesinde yayınlanan bir zeka sorusu ve bu soruya yapılan yorumlar oldukça ilginç...

Tanımsız

Karalıyorum kağıtları Olmuyor yapamıyorum Seni anlatamıyorum onlara Sen tarif edilemezsin çünkü Ne yazsam Ne yapsam da Saçmada olsa kağıtları doldursam Yok hiç bir şey aklımda Nasıl tanıtabilirim seni Yüreğimdeki kutsal hazinemi Gelmiyor işte gelmiyor Aklım durmuş sanki Yok yok olmayacak bu iş Hocam kızacak yine Çünkü sen tanımsızsın anne ... Esra POLAT

The Year In Pictures 2004

Editör Seçimleri Okuyucu Seçimleri

Hayatımda aldığım en zor abdest

Çanakkale'de vakit cuma vakti. Ağır hareketlerle abdest almak için hazırlanıyorum. Ellerimi yıkarken hemen yanıbaşımda abdest almaya çalışan 7-8 yaşlarındaki bir çocuğun beni izleyerek abdest almaya çalıştığını farkediyorum. Yüzünü yıkıyor ve benim yüzümü yıkamamı bekliyor. Yüzümü yıkadıktan sonra kollarımı yıkamaya başlıyorum aynı zamanda göz ucuyla çocuğu takip etmeye çalışıyorum. Oda kollarını yıkamaya başlıyor. Beni taklit ediyor, benim yaptıklarımı yapıyordu... İlk fark ettiğimde nedendir bilmem çok heyecanlanmıştım. Bu ilk heyecanı atlatmak biraz zor oldu. Bir hareket yapmadan önce bunun doğru bir hareket olup olmayacağını kırk kere düşünmeye başlamıştım. Daha sonra toparlandım ve çocuğa iyi bir örnek olmaya çalıştım elimden geldiği kadarıyla ama heyecandan başın mest edilmesiyle kulakların yıkanma sırasını karıştırmıştım. Bi ara durumu çocuğa izah etmek geldi içimden ama "nasıl olsa abdestin şartlarını tam olarak yerine getirdim" diye düşünerek ve karizmayı çizd

Gerçek mi? Kara mizah mı? Yoksa Hayal Gücü mü?

Provokatörün dönüşü "-Merhaba abi!" "-Merhaba! Hazır mıyız bugün için?.." "-Hazırız abi... Kızıl bayrakları hazırlattım. İyi para kaldırdık kızıl bayrak satışından..." "-Maskeliler hazır mı?" "-Konuştuk. Tam öğle vakti saldıracaklar. Cam çerçeve kalmayacak. Bir de Türk bayrağı yakma işi örgütledik. Nevruzda bizim ufaklıkların yaptığının benzeri... Tuttu o iş..." "-Tamam, televizyonları aramayı unutma..." "-Unutur muyum abi... Öğlen saldırtacağız ki, 13.00 bültenine yetiştirelim. Duyan gelecek." "-Türk bayrakları hazır mı?" "-Hazır abi, öğlen piyasaya süreceğiz. Elimizde 100 bin bayrak var." "-Nevruzdan sonra satmamış mıydık onları?.." "-Yok abi, bir kısmını Trabzon'a göndermiştim. Ama linç işi beklediğim kadar büyümedi. Bu sefer daha çok satış bekliyoruz." "-Dernekle konuş. 'Her eve bir bayrak' seferberliği organize etsinler. Toplu satış yaparız." "

Reha Muhtar Atina'dan Bildiriyor ! Volume 2

Uzun zamandır gözüme kestiripte alma fırsatını bulamadığım bir kitaptı ama sonunda aldım ve beklediğim gibi oldukça başarılı bir içeriğe sahip olduğunu gördüm. Arkadaş yayınevinde peşin fiyatına 8 taksit imkanı var. Aylık 2,50 ytl gibi bir fiyatla bu kitaba sahip olabilirsiniz. Bu kitap sayesinde TDD' ye de ufak bir giriş yapmış olacaksınız... Program yazanlara şiddetle tavsiye edilir... bunun yanında microsoft press ten çıkan ve arkadaş yayınevinin türkçeye çevirmediği bir sürü mükemmel kitap var. Code Complete , After the Gold Rush: Creating a True Profession of Software Engineering gibi... bu kitapların türkçe baskısını yapmadığı için de arkadaşı yayınevini şiddetle kınıyorum. Hatasız Kodlama Yazar : Steve Maguire Çeviren : Ceyhan Temürcü Kalite : 1. Hamur, 2 renk Sayfa : 296 ISBN : 975-509-094-0 Barcode : 9789755090948 Baskı : 1. Basım Fiyatı : 19.000.000 TL Microsoft'un program geliştirme ekibinin eski üyelerinden Steve Maguire tarafından yazılan bu kitap, t

Allah ne muradim varsa versin !

Nereyedu benum karamiş sopam ?

Mahallede yaşlı bir teyze vardı. Biraz kızdırdıkmı yaşlı teyzeyi bizi korkutmak ve kızdığını belli etmek için bu cümleyi sarfederdi. Burdaki "karamiş" karayemiş ağacı oluyor. Çok sert bir yapıya sahip olan bu ağacın dalından vücud bulmuş bir sopadan kesinlikle dayak yemenizi tavsiye etmem. Kuran kursunda hocanın da sopası karayemiştendi. Az tadına bakmadık hani.. Burda tecrube konuşuyor. :) Bu cümlenin aklıma gecenin bu saatinde gelişinin nedeni sağda solda okuduğum bir kaç abzürt yazıdan dolayı. Kendini bilmez bazı insanlar etrafa 130K atmaktan geri kalmıyorlar bir türlü. Bunların başında Faruk KARAMAN adlı organizma geliyor. Atıp tutulan konu, geliştirilmekte olan ve kısa bir süre önce ilk versiyonu dağıtılan Uludağ projesi. Bu kişi zor olanı değil kolay olanı seçmiş ve atıp tutmakla yetinmiş. Burada Bu oluşumu içime sindiremeyen bazı kişiler ise bu abzürt yazıdan feyz alarak bir iki ksumuk parçasıda kendileri döküvermişler ortaya... O linkte burada Fi tarihinde Aka

Hayata dönüş korkusu

Korkuyor... Korku dolu bakışların türü konusunda bir sınıflandırma yok ama gözler, ölüm korkusunu çağrıştırıyor. Aslında içinde bulunduğu ortamda kesinlikle ölüm riski bulunmuyor. İspanya'da ülkeye yasa dışı yollardan girmeye çalışırken yakalanmış bir mülteci, kaderini bekliyor. İşin ilginç yanı, şişme bir botla beraberindeki 21 kişiyle birlikte Cebelitarık Boğazı’nı geçerken yakalanan bu adam, ölüm riskini atlatmış bulunuyor. Ama yine de korkuyor. Acaba ona ölümü göze aldıran hayata yeniden dönmekten mi korkuyor? (REUTERS/Anton Meres) Bu resmi görünce buraya koymadan geçemedim. Resmi ilk gördüğüm an aklıma Steven Spielberg'in yönettiği, başrollerinde Djimon Hounsou (ilk defa bu filmde gördüm ve gayet başarılı buldum) ve Anthony Hopkins yer aldığı Amistad adlı film geldi. Birkaç hafta önce, yanılmıyorsam TRT 1 de yayınlanmıştı. İzlemeyenlere tavsiye ederim... Şimdilerde bize insanlık haklarını öğretmeye çalışan amerikalıların geçmişlerinde (ki hala aynılar) siyah insan

Bomba Kuşkusu

Terör, teröre karşı tedbir ve kara mizah. Bu 'o' anı böyle özetlemek mümkün. Şöyle ki: Ortadoğu'da, kontrol noktalarında İsrail askerleri, üstlerinde bomba taşırlar kuşkusuyla bazı gençlerden, uzakta soyunmalarını istiyor. Bu cüsseli genç de böyle bir taleple karşılaşmış ve protesto edasıyla kendisinden istenenin ötesine geçmek üzere. İsrail askerleri de hala ''N'olur ne olmaz'' pozisyonunda ve tetikte. (AP/Nasser Ishtayeh) Kaynak VeInsan Web Sitesi bu resmi buraya koymak istediğimde programda bişe farkettim. Başlıkları almıyordu. Eskiden var Headline = new Array("Seçimin anlatımı", "Belirsizliğin ardındaki netlik", "Tamamlanamayan dayanışma mesajı","Düşüş anı"); //burası tek satır... şeklinde tek satır halinde olan başlıklar şimdi var Headline = new Array( "Seçimin anlatımı", "Belirsizliğin ardındaki netlik", "Tamamlanamayan dayanışma mesajı", "Düşüş anı"

Hafifletici Sepet

Yiğit Özgür

Beşerdir Şaşar mı yoksa Fırlamadır Yapar mı?

Ntv, halter şampiyonasında Halil Mutlu'nun haberini bir kaza(!) sonucu alt yazıda yanlış bir kelimeyle ifade edince gündem konularından biri oldu. Yapılan bu yanlış daha önce trt de cereyan eden bir olayı hatırlattı bana.(iddia sonucu uygunsuz bir cümle alt yazıdan hızlı bir şekilde geçmişti) Alt yazıları yazan kişi bu hatayı yanlışlıkla mı yaptı yoksa içinden gelen sesemi kulak verdi bilemiyorum ama bana ikinci seçenek daha gerçekçiymiş gibi görünüyor. :) Olayın diğer bir garip yanıda konuyu haber yapan internet sitelerinin televizyonda alt yazının göründüğü anın fotoğrafını çok manalı bir yerden kesip sitelerine koymaları... Efenim sonrada zat-ı muhteremin biri bir programala dilinin ismine "ahlaka aykırıdır" etiketini yapıştırabiliyor. Kendisine bu hassasiyetini Biskrem, Kikkat v.b. reklamlar içinde göstermesini temenni ediyoruz...

23 Nisan

Yarın 23 Nisan ! Yani çocuk bayramında yine çocuklara işkence edilecek. 19 mayısta gençlere yapıldığı gibi...Anlamakta zorluk çekiyorum. 23 nisan çocuk bayramında çocuklara vereceğiniz en güzel hediye okulu tatil edip ödev falan vermeden çocukların o günü sokakta geçirmeleridir. Ellerine büyüklerin yazdığı pankartları verip statda uygun adım yürütülmelerini asla bir bayram olarak görmüyorum. Olsa olsa işkence olur bu. 23 nisan nedeniyle Ntv de Okan Bayülgenin sunduğu herkes bunu konuşuyor adlı programın dünkü konukları çocuklardı. Zevkli bir program oldu. Şu an ismini hatırlayamadığım 12 yaşındaki bir kızın konuşma tarzından oldukça etkilendim diyebilirim. Benden daha güzel konuşuyor yaw. Utandım kendimden. Eeeee, aaaa gibi "dur şimdi bişe diycem ama önce toparlamam lazım kelimeleri" manasına gelen sesleri hiç çıkartmadan bülbül gibi şakıyordu valla ağzında diş telleri olmasına rağmen. Program fener - denizli maçına denk geldiği için canlı olarak izleyemedim ama gece tekra