Vakti zamanında bir bıçak seti almıştım. Şöle ahşap kutu içinde olanlardan. Cicim aylarında domates doğrarken bile yapılan en ufak bir hatayı affetmeyen ve parmaklarımda kapanmayan yaraların açılmasına neden olan bu bıçaklara bugünlerde birşeyler oldu. En ufak bir şeyi bile kesmekte zorluk çıkartıyorlar. Tamam anladık kul yapısı,gövdesi paslanmaz çelik, zamanla körleşeceği kesin ama beşi de aynı güne mi denk gelir be bilader ?
Araba teknolojisinin aşka geldiğini c4 reklamlarından biliyorum ama bıçak teknolojisinde "son kullanma tarihi" diye bi kanun kural var mı bilmiyorum.
Açıkcası huylandım yani.
"Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ" derken Hudâ;
Anlamam hiç meskenetten sen ne beklersin daha?
Mehmet Akif Ersoy / Durmayalim
Leyse li'l-insâni illâ mâ seâ : Necm Süresi 39. Ayet. [İnsan için ancak çalıştığı vardır.]
Meskenet: 1 . Miskinlik, beceriksizlik. 2 . Yoksulluk, fakirlik. (Türk Dil Kurumu)
Olay zaten yeterince acik. Yan gelip yatma kardesim. Calis.
Bu misralar yazildigi donemde bu anlami tasiyordu fakat zaman ilerledikce baska bir gercegi de gozler onune seriyor.Gerci bu gercek cok kapsamli bir kac satirla anlatilabilecek bir sey degil kaldiki benim bilgim de buna yeterli degil zaten. Ben giris cumlelerini verebilirim gerisini arastirmak yaziyi okuyanlara kalmis. (Matrix gibi bisey oldu bu yaw. Neo'nun kahinle bulusup yanindan ayrildiktan sonra Morpheus ile konusma sahnesi.)
Yani kisaca sunu demek istiyorum. Ben bu misrayi ilk okudugumda hic birsey anlamadim. Bu misralari anlayabilmek icin kuran mealine ve turkce sozluklere bakmak zorunda k...
Yorumlar